10 Nisan 2014 Perşembe

Assalamualeykumverahmatullahuveberaketuh! Merhaba!

Selamlar olsun herkese! ;İstanbul'a, Urfa'ya, Adana'ya , Rize'ye , Sivas'a , İzmir'e hatta Kore'ye  Çin'e , Japonya' ya Endonezya'ya ve daha nicelerine selamlar olsun. :)    Ben İzmir'de ikamet etmekte olan 26 yaşlarında , çat pat birkaç dil konuşabilen, okumuş ev kızlarından biriyim.Adım Zeynep! Zeynep işte hani şu her iki insandan birinde olan isim :D Zeynep ismi her ne kadar çok kullanılsa da hep popülelliğini koruyan bir isim bence. Yani kendi ismim diye demiyorum ha! :)) Neyse bu kadar uzatmanın alemi yok!Asıl konuya gelelim;   Böyle bir blogu açmaktaki asıl sebebim, yakın zamanda Kazakistan'a gidecek olmam ve buradaki maceralarımı anılarımı sizinle paylaşmak istememdir.  ''Kazakistan mı?'' dediğinizi duyar gibiyim. :) Hemen açıklayayım ; Kazakistan Türk cumhuriyetleri arasında yüz ölçümü en büyük ve hızla gelişmekte olan bir ülkedir. Bayrağı gök mavisi renginde üzerinde ''kartal ve güneş figürleri '' ve yan tarafında da 'Şırdak' denilen motifler bulunmaktadır. Nüfusu 16 milyon civarında insanları ise çekik gözlü , sıcak kanlı ve mert insanlardır. :) ''İyi de durup duruken nerden çıktı Kazakistan'a gitmek?'' diye soracak olursanız da şöyle söyleyeyim ; Kazakistan'a hayranım. Yani hem ülke olarak, hem kültür olarak hem de arkadaşlık olarak..  Bu hayranlığım 3 yıl önce başladı. Aslında çok eski Kore hayranlarından biriyim. Önceden Kore de Kore diye ölürdüm :D Ama Kazakistan'ı keşfettikten sonra Kore ikinci plana düştü. Hala seviyorum K-dramalardan vazgeçemiyorum ama Kazakistan bambaşka. Tanıyınca beni anlayacaksınız ki zaten size ben tanıtacağım! :)) Bu arada blogumda çok daha farklı içerikler ve tanıtımlar da olacak. Kazakistan'a özgü ürünlerimiz ve daha bir çok şeye yer vereceğiz. Bu blogu iki kişi olarak yazacağız. Ben size sıklıkla Kazakistan'ı, orada yaşadıklarımı, oradan manzaraları vs. paylaşacağım. Bir kulağınız ve bir gözünüz bizde olsun. Hoşçakalın. :)


2 yorum:

  1. bende lise3te öğretmen lisesinde staj yaparken down sendromlu zaptolmayan bir çocuk vardı. Öğretmenleri şaşırdı ilk defa bu kadar uslu dediler.İlgilenmemi istediler. sonra çocuk bana kazakistanlımısın dedi.En ufak bir bilgim bile yok o zaman. Yok değilim dedim . O zaman yurrta kalıyorum haftasonu çarşı izninde internet kafeden yazdım kazakça şarkılar diye. Gakku şarkısı ile başladım. Sonra kelmelere baktımki bizim köydeki kullandığımız ilginç gramer ve kelimelerin biraz değişmiş hali. sonra kiril alfabesini öğrenmem 15 dakkamı aldı. Şu an bir dil sahibi daha oldum ve Kazak kız arkadaşıma çok mutluyuz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ama bu çok güzel bir hikaye. Sizi tebrik ederim. Allah mesut etsin. :)

      Sil