12 Nisan 2014 Cumartesi

Beklenmedik misafir.

Hayırlı akşamlar okurcanlar. :) Nasılsınız bakalım? Bir süre ders çalıştıktan sonra kaldığım yerden devam etmeye karar verdim. Diyorum ya birinin bana yaz demesini bekliyormuşum meğerse. :D Hilal bana bu fikri verdiği için pişman bile olabilir :D
 Bu yazımın konusu ne olsun? Bence artık en çok merak edilen şeyi yazmalıyım. :) Beni tanımayanlar için vermem gereken bir bilgi var ; Kısa bir süre önce bir Kazakistanlıyla sözlendim. :)) Eveeet biraz şaşırtıcı olabilir ama elbetteki herkes gibi benim de bir hikayem var. :)  Daha önce de anlattığım gibi Kazakistan beni mıknatıs gibi kendine çekiyordu. Hani Allah insana nasip etmeyeceği şeyin hayalini kurdurmazmış ya. Şüphesiz bunca tevafuku kaderime yazan Rabbimdir. Bundan 4-5 sene önce biri dese ki Kazakistan hayranı olacaksın hayatta inanmazdım. Ama Allah hayatımızdaki her şeyi o kadar sistemli hazırlıyor ki. İyi ki kaderimizi biz yazmıyoruz değil mi? :D         Bu yazıda tanışma hikayemiz üzerinde duracağım. :) Bana göre ilginç ve tevafuklarla dolu bir tanışmaydı. Bi kere onu tanımadan önce aşk nedir sevgi, sadakat nedir gerçekten bilmiyormuşum. :)) O günü hala dün gibi hatırlamakla birlikte maalesef o hatırladığım ince ayrıntıları atlamam gerekecek.Keşke hepsini anlatabilsem ama ben de öğrenci adamım bir yığın konu beni bekliyor. Kısa , öz ve sıkılmayacağınız şekilde anlatmaya çalışacağım ve hoooop girdim konuya; Yaklaşık 2 sene önce falan , koreli bir arkadaşım İzmir'e gelecekti. Haliyle kalacak yeri yoktu. Bana mesaj attı bu konuda ona yardım edebilir miyim diye. Ben yardım isteyen insanları geri çevirmekten hiç hoşlanmam. Baya zorlandım ama en sonunda kalabileceği bir yer buldum. Artık yüzüm ak diye derin bi oh çekmiştim. :D Ve bir Kazakistanlı öğrencinin yanında kalacağını bildiğim için daha rahattım. Niye bilmiyorum ama :D  Sonra bu arkadaşımla buraya kadar gelmişken buluşup, bi çay içmek gerekiyordu. Ben buluşmayı daha düşünme aşamasındayken telefonuma bir mesaj geldi. ''Biz karşıyakadayız.'' Yani buluşalım demek istiyorlar. Hoppala! :))) Neyse ki önceden düşündüğümüz bi şey olduğundan fazla afallamadık. Ben hemen Hilale mesaj attım. Garibim o da en uzakta oturanımızdı. :D Neyse çıktık evden. Ben ablamla birlikte , Hilal de başka yerden haberleşe haberleşe Karşıyakaya geldik. Metroda buluştuk. Hilalle de ilk buluşmamızdı. Üç kız toplandıktan sonra sıra geldi arkadaşları bulmaya. Sms yardımıyla bizim cengaverleri de bulduk. Baktık girmişler pideciye :D Daracık bir yer. Benim gözler de 0.51 miyop. Zor bela gördüm bunları, hemen daldık içeri. Koreli arkadaş hemen sırıttı Kazakistanlı arkadaş da şaşkın ve meraklı gözlerle bakıyor tabi. :D Oturduk başladık sohbete. Fotoğraf falan çektik o muhteşem pidecide. :D Neyse kalktık burdan biraz sahilde yürüdükten sonra doğruu vapur iskelesine. Koreli arkadaş da acayip enerjik deli dolu biri. Vapurda bi pozlar veriyor. Hatta durun paylaşayım bitane :D
Vapurda böyle güle oynaya Konak'a geçtik. Bu sefer yürü Allah yürü. Baya bi yürüdük.  Hava da nasıl sıcak. :D Bi de arada koreli arkadaşı kontrol ediyoruz yoruluyor mu diye. Soruyoruz yok falan diyor. :D Artık sıkıntıdan demirlerin üstünden atlaya atlaya gidiyor böyle bir görseniz. :D Hatta bi tane demire ayağını çarptı :D uzuun bir yürüyüşten sonra oturduk en sonunda bir yere. İçecek bir şeyler söyledik. Ben her zamanki gibi milkshake içtim :D Kazakistanlı arkadaş kahve ( Şimdiki sözlüm olacağı o an aklımın ucundan bile geçmezdi :P ) Balta yani koreli arkadaş da kola ya da meyvasuyuydu galiba. Ablam da kahve içmişti sanırım hatırlayamadım. :D Neyse sonra burdan da kalktık. Yürüme serüvenine devam. :))) Kıbrıs şehitleri caddesine doğru hızlı adımlarla ilerledik. 
Hilalle Balta önde ben ortada ablamla Amanko(sözlümün ismi) da arkadan konuşa gülüşe ilerliyoruz. Neyse vardık en sonunda,oturduk bir cafeye. Çünkü Hilal oruçluydu. Oruçlu oruçlu kilometrelerce yürüttük kızı.. :D Biz toktuk rahat rahat dolaşıyoruz Affet bizi Hilaal :D. Her neyse bi nefeste attık kendimizi o adını hatırlamak istemediğim cafeye. Kızcağız zaten acıkmış , bir makarna söyledi. Zar zor bitirdi. :D Keşke ben ona evde yapsaydım hem de bedava :)))))) Neyse burda da yine foto çekindik durduk. iyi ki de çekmişizi diyorum şuan. :)) Buradan da çıktıktan sonra camii ye gittik. Baltayla hilal dışarda bekledi. Balta tabi camiilere meraklı öyle inceliyor her tarafını. Artık o arada ne konustular bilmiyorum. :D Namazlar kılındıktan sonra çıktık artık evlere dönme vaktiydi. Hiç unutamayacağım bugünü sonlandırmak zor olmuştu benim için. Ama mutluydum. Vedalaşıp ayrıldık. Eve geldiğimde bilin bakalım facebooktan kiminle sohbet etmeye başladık? :DD Evet evet Amanko yani sözlümle. :)) Benim Kazakistanla ilgilendiğimi bildiği için bana şarkılar atmaya başladı. O günden sonra çooook acayip şeyler oldu. Ama bi daha ki yazımda. :)))) Takipte kalın. :)))

O günden geriye kalan en güzel ve o günü anlatan en anlamlı şey bu olsa gerek ;

Kazakistan benim kaderim

Hepinize günaydın canlarım. :))))) bugün nasılsınız? Sınavlarıma 7 gün kaldı ama ben size yazmadan duramıyorum. :D Yaşadığım olayları kronolojik sıraya göre sizlere aktarmaya çalışıyorum. Şuan sıradan görünebilir ama daha da heyecanlanacak. :D Bu yazımda Kazakistan'ın benim kaderim olduğunu anladığım günü sizlere anlatacağım.    Bir İstanbul gecesinde abimin evinde uyumaya hazırlanıyordum. Yine elimde telefonum facebooktan Kazak muziği dinleyip Kazak dostlarımla muhabbetler ediyordum. Artık bir kaç kelime Kazakça da öğrenmiştim havamdan geçilmiyordu :D İşte o gün öylece uyuyakalmışım. Halimi düşünün artık. Bu birden bire kalbime giren Kazakistan sevgisi hızla büyüyordu. Her geçen gün yeni bir şey öğreniyordum Kazakistanla ilgili :)) Neyse asıl konuya geleyim , o gece rüyamda yemyeşil bir şehirdeyim, bir yokuş var böyle yan taraflarda da marketler mağazalar falan ama çok güzel bir şehirdi. İşte ben o yokuştun çıkmaya başlıyorum , çıkıyorum çıkıyorum bi bakıyorum bi şey gözükmeye başlıyor. Meraklanıp daha da hızlanıyorum. Kısa gözüküyor ama çık çık bitmiyor. Neyse ben iyice yaklaştım böyle massmavii koskocaman bir bayrak. Sanırım tahmin ettiniz :D Evet. Koskocaman bir Kazakistan bayrağı. Işıl ışıl dalgalanıyor. Maalesef tam o sırada uyandım. Ama o gün anladım ki Kazakistan benim kaderimde var. :))) Aradan 2 yıl geçmesine rağmen o rüyayı hala dün görmüşüm gibi hatırlıyorum. :))  Bu anımı da anlattığıma göre artık biraz ders çalışabilirim. Takipte kalın, esen kalın :D

11 Nisan 2014 Cuma

Kazak dostlarla yeni bir başlangıç

Eveeeet. Yeniden hepinize merhabalar! Şu yazıya giriş yapma kısmını bir türlü beceremiyorum affedin! :D Artık beni de böyle kabul etceksiniz napalım :D Neyse ,bu yazımda size Kazak dostlarımı ve onları nasıl tanıdığımı anlatacağım. :)
  İlk zamanlarda kazakça bilmediğimden sadece Türkçe bilen arkadaşlar edinmiştim. Ona göre araştırıp ekledim abazalar gibi önüme geleni eklemiştim açıkcası. :D Ama içimde büyük bi heves vardı bir an önce Kazakistan hakkında her şeyi öğrenmek, onları yakından tanımak istiyordum. :) İlk tanıştığım Bahytgül adında tatlı mı tatlı bir kızdı. Bir de oğlu var ismi Osman, aman Allah'ım acayip şeker bi şey! :D Hatt fotoğrafını paylaşayım :
  
İşte Osmancıkım buradaaaaaa. Abileri ablaları çooooook tatlı değil mi? MaşAllah demeyi unutmayın! :) Bu tatlı çocuğun tatlı anacığıyla çook güzel bir dostluk kurduk; Sık sık kameralaşır sohbet eder, gülüşür eğlenirdik.. :)) Çok sıcak kanlı Türkçesi de kendi kadar sevimliydi. :)) Kameralaştığımız zamanlar Osmanla da konuşmaya çalışırdım. Başlarda benden çekiniyordu ama sonra Jeynep teyzesini tanıdı. :)))) Hatta en sonki konuşmamızda Osmancıkın kedisi vardı elinde oynadık ilk kez güldürdüm onu, sonra annesine ''jeynep benim kedimi aldı'' demiş. :D Türkiye'de Zeynep teyzesi olduğunu biliyor artık. ::)) Bahytgülümden sonra tanıdığım kişi ise ortak arkadaşımız olan Jannur'du. O da tanıdığım en mükemmel insanlardan biri. :)) Her zaman her konuda bana destek veren güzel yürekli bir dost. :) 
Gel gelelim asıl mevzuya :D Şimdi diyorsunuzdur ''Bunca şey asıl mevzu değil miydi yani?''. Evet tabi ki öyle ama çok daha önemli olan bir tanışmadan bahsedeceğim ama bu yazımda değil.Artık bu noktadan sonra çok farklı boyutlara gelecek. :) Birazcık sabretmenizi umuyorum. Görüşmek üzereeeeee :))) 

Saukeleli kız

Kazakistan deyince aklınıza ilk ne geliyor? :D Benim aklıma ilk olarak Fırfırlı, cıvıl cıvıl , rengarenk geleneksel kıyafetleri geliyor. Tabi bunun bayanı erkeği ayrı özellikler de ama bayanlarınki gerçekten muhteşem! Bu konuya ilerde detaylı bir şekilde değineceğim. Şu an bahsetmek istediğim Kazakistan'ı daha yeni yeni tanışmaya başladığım zamanlardaki bir çizimim. Evet çizim de yapıyorum. El atmadığım şey yok evet haklısınız :D 
  O zamanlar bende bi heves bi heves. Tahmin edersiniz işte :D Kendimi o kıyafetlerle hayal ediyorum falan. Ama edilmeyecek gibi mi? :)))))) Neyse ben bu hevesle bir çizmişim! :D Öyle özene bezene iç çeke çeke çizdim ki hala daha saklıyorum.  Tabi hemen paylaştım veee Kazak arkadaşlarımın çooook güzel tepkilerini aldım. Bakalım siz ne düşüneceksiniz. :) 


Not : Sevdiğiniz şeylerle ilgili çizim yapmak bambaşka bir duygu. Yeteneğim yok demeyin ! Mutlaka deneyin. :)

saukele : Kazak kızların başlarına taktığı bir tür başlık. ucunda baykuş tüyü bulunuyor.

Kazakistan'ı tanıma yolunda hızlı adımlar

Sizi bilmem ama ben bi konuya taktım mı takıyorum. :) Şimdi Kazakistan'ı keşfettim ya , keşfettiğim kadarıyla kalamazdım tabi ki! :))) Daha fazla bilgiye ihtiyacım vardı öğrenmek istiyordum. İlk adım olarak kiril alfabesini öğrendim. Kolay olmadı  ama kafaya koymuştum bi kere. :)) 

Kiril alfabesini de çözdükten sonra açtım facebooku başladım araştırmalara, önce sayfalar sonra gruplar en sonda da kişileri keşfettim. İlk kez Kazakistanlı insanlarla iletişim kurmaya başlamıştım, korktum , çekindim...  Nasıl konuşacağım? Neyce anlaşacağım? Acaba dilleri nasıl ki? Ben yabancı dil olarak sadece ingilizce biliyordum bir de bir kaç kelime korece...  Ama şaşırtıcı bir şey fark ettim ki büyük bir çoğunluğu az veya çok Türkçe biliyordu! Benim daha yeni yeni keşfettiğim insanların benim kültürümden,ülkemden çoktaaaaan haberi varmış meğer! Nasıl daha önce bilemedim diye söylenmeye ve birazda utanmaya başladım o an. O insanların Türkiye'ye karşı sevgileri ve ilgileri karşısında kendimi Kazakistan'a geç kalmış hissettim. Böyle karmaşık duygular içerisindeyken bir yandan da kazak kültürünü keşfetmeye devam ediyordum tabi. :)))
Günden güne Kazakistanlı arkadaş sayım arttı; 5 , 10 , 20 , 30 derken baya baya girmiştim o camiaya. :)) Türkçe bilenlerle çok güzel arkadaşlıklar kurdum, onlardan bir çok şey öğrendim. İlk bilgilerimi , İlk kelimelerimi hep arkadaşlardan öğrendim zaten. Yani tam yerinden öğrendim her şeyi , kaynaklarım sağlamdı. Çevrem genişledikçe genişledi ben bile hala şaşırmaktayım nasıl bu kadar içiçe olabildim ? Bir mıknatıs gibi çekti kendine beni Kazakistan'ım. :))
Ben de bu kadar tecrübe ve bilgiyi kendime saklayacak kadar bencil biri değilim. O yüzden bu blogu kurdum ve adım adım Kazakistan keşfimi sizlerle paylaşacağım. O kadar güzel şeyler yaşadım ki anlatmak için sabırsızlanıyorum ama her şeyin bir vakti var. Görüşmek üzere :))
  
                     
                    


Kazakistan'la nasıl tanıştım?

 
  Salem ! Şimdi hepiniz yanlış yazdığımı düşüneceksiniz :D Hayır hayır doğru! ''Salem'' yazdım. Çünkü Kazakça ''salem'' bizdeki ''selam''ın ta kendisi :)) Ne kadar benziyor değil mi? İki harf yer değiştirmiş olmuş size kazakça :)) Daha bunun gibi bir çok ortak kelime var.Eee ne de olsa ata yurt. :)
    Bu güzel ülke ve bu güzel insanlarla nasıl tanıştığıma kısaca değineceğim. Kısaca diyorum çünkü her ayrıntıyı anlatsam sayfalar sürer siz de sıkılıp kapatırsınız biliyorum. :)) O yüzden direk giriyorum konuya,
     Günün birinde yine K-pop dinliyordum. Ama hep aynı şeyleri dinlemekten bıktığım için yeni şarkılar keşfetme çabasındaydım. Ararken ararken baktım önerilen videolar arasında rus alfabesiyle bi şeyler  yazıyor. Tabi o zamanlar bilmediğimden okuyamıyorum orda kairat yazıyormuş ben kaypat diye okuyorum falan :D  Neyse açtım dinledim dinledim baya bi sardı muzik. Her gün dinlemeye başladım. Ama okuyamıyorum ya Youtube dan geçmişte izlediklerimden buluyorum şarkıyı yoksa arayıp bulamam yani :D Yani ''Kairat Nurtas'' - Ol sen emes adlı şarkısıyla başlamış oldum bu serüvene. Ondan sonra Kiril alfabesini öğrendim, yeni yeni şarkılar keşfettim. Bu aşamadan sonra da Kazakları ve Kazakistan'ı tanımaya karar verdim. :) 

10 Nisan 2014 Perşembe

Assalamualeykumverahmatullahuveberaketuh! Merhaba!

Selamlar olsun herkese! ;İstanbul'a, Urfa'ya, Adana'ya , Rize'ye , Sivas'a , İzmir'e hatta Kore'ye  Çin'e , Japonya' ya Endonezya'ya ve daha nicelerine selamlar olsun. :)    Ben İzmir'de ikamet etmekte olan 26 yaşlarında , çat pat birkaç dil konuşabilen, okumuş ev kızlarından biriyim.Adım Zeynep! Zeynep işte hani şu her iki insandan birinde olan isim :D Zeynep ismi her ne kadar çok kullanılsa da hep popülelliğini koruyan bir isim bence. Yani kendi ismim diye demiyorum ha! :)) Neyse bu kadar uzatmanın alemi yok!Asıl konuya gelelim;   Böyle bir blogu açmaktaki asıl sebebim, yakın zamanda Kazakistan'a gidecek olmam ve buradaki maceralarımı anılarımı sizinle paylaşmak istememdir.  ''Kazakistan mı?'' dediğinizi duyar gibiyim. :) Hemen açıklayayım ; Kazakistan Türk cumhuriyetleri arasında yüz ölçümü en büyük ve hızla gelişmekte olan bir ülkedir. Bayrağı gök mavisi renginde üzerinde ''kartal ve güneş figürleri '' ve yan tarafında da 'Şırdak' denilen motifler bulunmaktadır. Nüfusu 16 milyon civarında insanları ise çekik gözlü , sıcak kanlı ve mert insanlardır. :) ''İyi de durup duruken nerden çıktı Kazakistan'a gitmek?'' diye soracak olursanız da şöyle söyleyeyim ; Kazakistan'a hayranım. Yani hem ülke olarak, hem kültür olarak hem de arkadaşlık olarak..  Bu hayranlığım 3 yıl önce başladı. Aslında çok eski Kore hayranlarından biriyim. Önceden Kore de Kore diye ölürdüm :D Ama Kazakistan'ı keşfettikten sonra Kore ikinci plana düştü. Hala seviyorum K-dramalardan vazgeçemiyorum ama Kazakistan bambaşka. Tanıyınca beni anlayacaksınız ki zaten size ben tanıtacağım! :)) Bu arada blogumda çok daha farklı içerikler ve tanıtımlar da olacak. Kazakistan'a özgü ürünlerimiz ve daha bir çok şeye yer vereceğiz. Bu blogu iki kişi olarak yazacağız. Ben size sıklıkla Kazakistan'ı, orada yaşadıklarımı, oradan manzaraları vs. paylaşacağım. Bir kulağınız ve bir gözünüz bizde olsun. Hoşçakalın. :)