21 Kasım 2015 Cumartesi
Edis - Olmamış mı? Kazakça audarmasy ( çevirisi )
Evvet akşam üzeri müzik dinlerken bu şarkı çaldı ve dedim ki ben bunun sözlerini neden Kazakçaya çevirmiyorum? Hep kazakça şarkıları mı çevireceğiz değil mi? Bu da Kazak kardeşlerimiz için gelsin :)
Kazaksha - Kazakça
Jangan suik bireu
aldımda aşulgan oyınşak oyınşak
renjitiu de kiyın emes
sabır tası bizpen birge me ömir sürgenşe
bastap aitşı
Magan paidan ne
töbeles pe antın
ne jogaltıp ne aldın
jalgız kalganda solai
keşiriu jok
ote keş boldı
***********
Bolgan jok pa? toigan jok pa?
aşulganın otgen jok pa?
bargan jerinde eşkim seni unatgan jok pa
kiyın şarşap kalma solai
ketip bargan ol kisi
jalgandarmen jüregindi salkındatkan jok pa?
ORİJİNAL
Edis – Olmamış Mı
Yanmış soğuk biri
Önümde hırs küpleri oyuncak oyuncak
Kırmak da zor değil
Sabır taşı bizle mi ömür boyunca
Baştan anlat
Nedir bana yararın
Savaş mı andın
Ne kaybedip ne aldın
Yalnız kalınca öyle
Uzlaşmak yok
Çok geç kaldın
Olmamış mı doymamış mı
Öfken hiç durulmamış mı
Gittiğin yerde kimseler avutmamış mı
Zor yorulma böyle zor
Gittiğin yabancı
Yalanlarıyla kalbini soğutmamış mı
Olmamış mı doymamış mı
Öfken hiç durulmamış mı
Gittiğin yerde kimseler avutmamış mı
Zor yorulma böyle zor
Sevdiğin yabancı
Yalanlarıyla kalbini soğutmamış mı
1 Kasım 2015 Pazar
Ali Okapov - Alga şarkı sözleri
İşte günün ikinci şarkısı geliyor!! :)
Daha önce bir takipçinin istediği bir şarkıydı tamamen aklımdan çıkmış. Kendisinden özür diliyorum ve artık geciken şarkı sözlerini paylaşıyorum. :)
Şarkımızın adı ALGA yani ''İLERİ''
ORİJİNAL:
qazak elinde kimder kelip kimder öken
baytak jerimde adil handar biilik etken
batyr kaharman
Bul qazagım halkım menin
batyr atangan aru kyzdaryn senin
Bairagım jelbirep aspanımda
Jenimpaz bolayık kas kağımda
jigerli akıldı algır
namıstı bermeidi jastarında
törenin ulpağı bolğan
halkım da bilmeidi jaskanydı
elimdin ensesi biik
bolashak bukinen bastaluda
elimnin ensesi biiik
kazakğım demi ber örleşi samğay ber
enbek et ayanbay , toktama Alga!
Askardai biik arystandai aybattı
namısın bermes kaisar kazak eli
kaharlı mıktı jolbarıstay kairattı
şoktıgı biik haysar kazak elimnin
qazaqıstanım kökbörünün mekeni
aspanda kıran kalıktagan samgan
barıstai batır kaisar aibat ekenin
bar alem bilip menin kazak elimnin
boida tılsım kuş
paida bolar eldi oilasam
aşık jarkınbız
kazak eli asıl dastan
atadan kalğan salt desturdu kasterlep
babalar salgan sana jolmen jureyik
Bairagım jelbirep aspanımda
Jenimpaz bolayık kas kağımda
jigerli akıldı algır
namıstı bermeidi jastarında
törenin ulpağı bolğan
halkım da bilmeidi jaskanydı
elimdin ensesi biik
bolashak bukinen bastaluda
elimnin ensesi biiik
kazakğım demi ber örleşi samğay ber
enbek et ayanbay , toktama Alga!
Askardai biik arystandai aybattı
namısın bermes kaisar kazak eli
kaharlı mıktı jolbarıstay kairattı
şoktıgı biik haysar kazak elimnin
qazaqıstanım kökbörünün mekeni
aspanda kıran kalıktagan samgan
barıstai batır kaisar aibat ekenin
bar alem bilip menin kazak elimnin
TÜRKÇESİ:
Kazak elimden kimler gelip kimler geçti
Uçsuz bucaksız yerimde
Adil hanlar hükümdarlık etti
cesür, kahraman
Bu kazağım halkım benim
cesür büyük güzel kızların senin
Bayrağım dalgalanıyor gökyüzümde
Ciğerli, akıllı, zeki
Namusunu(onurunu) vermiyor gençlerin de
Törenin nesli olan
halkım da bilmez korkmayı
Elimin (yurdumun) ensesi şanlı
Gelecek bugünden başlayarak
Elimin ensesi şanlı
Kazağım ilerle büyü uçu ver
Kemikleş, isteksiz olma , durma ileri!
Askar gibi şanlı aslan gibi heybetli
Namusunu vermez kararlı kazak yurdum
Güçlü, kaplan gibi kuvvetli
Boynu ulu yaysan kazak yurdumun
Kazakistanım bozkurtların mekanı
Gökyüzünde kartal süzülerek uçan
ilerle yürekli, kuvvetli, heybetliliğin
Tüm dünya bilir benim kazak yurdumun
Zirvede ( Boyda ) tılsım güç
Faydalı olur yurdu düşünsem
Açık ışıklıyız
kazak yurdu gerçek destan
atalardan kalan
gelenek görenekleri hürmetleyip
babalarımızın çizdiği yoldan yürüyelim
Bayrağım dalgalanıyor gökyüzümde
Ciğerli, akıllı, zeki
Namusunu(onurunu) vermiyor gençlerin de
Törenin nesli olan
halkım da bilmez korkmayı
Elimin (yurdumun) ensesi şanlı
Gelecek bugünden başlayarak
Elimin ensesi şanlı
Kazağım ilerle büyü uçu ver
Kemikleş, isteksiz olma , durma ileri!
Askar gibi şanlı aslan gibi heybetli
Namusunu vermez kararlı kazak yurdum
Güçlü, kaplan gibi kuvvetli
Boynu ulu yaysan kazak yurdumun
Kazakistanım bozkurtların mekanı
Gökyüzünde kartal süzülerek uçan
ilerle yürekli, kuvvetli, heybetliliğin
Tüm dünya bilir benim kazak yurdumun
Uzun bir çeviri oldu ama tam anlamıyla çevirdim! :) Keyifle ve anlayarak dinleyiniz :))
Dimash Kudaibergeneov- Daididau şarkı sözleri
Salemetsiz be! Selam herkese :) Bugün sizler için çok merak edilen olay şarkının sözlerini çevireceğim elimden geldiğince. Ufak tefek hatalarım olursa Kazak arkadaşlarımdan müdahale etmelerini rica ediyorum. :) Artık şarkıları anlayarak dinleme zamanı!!
ORJİNALİ:
Хат жаздым ?алам алып сізге еркем
Ж?зі бар он т?ртінші-ай айдай к?ркем
Есіме сен т?скенде беу ?ара?ым
?оз?айсы? ?атып ?ал?ан-ай ішті? дертін
Уай, дайдидау-ай
?оз?айсы? ?атып ?ал?ан-ай ішті? дертін
Шынымен менен достым ?ал?аны? ба
Мойны?а айырылуды-ай ал?аны? ба
Екеуіміз айрылмастай болып едік
?айтейін у?демні?-ай жал?анына
Уай, дайдидау-ай
?айтейін у?демні?-ай жал?анына
TÜRKÇESİ:
Dimash Kudaibergenov - Daydidav
Mektup yazdım kalem alıp size nazlım
Yüzü var on dördüncü ay aydan görkemli
Seni hatırladığımda ah yavrum
Göz pınarı kuruyup kaldı içtin derdini(gamını)
vay, daydidav ayy
Gözpınarı kuruyup kaldı içtin derdini
Gerçekten de dostum kaldığın mı?
Boynunda ayrılmayı aldığın mı?
İkimiz ayrılmaz idik
geri döneyim yalanına
Vay, daydidav ay
Geri döneyim yalanına
Bir iki kelimeyi eksik olduğundan dolayı çözemesem de şarkı genel hatlarıyla bu şekilde arkadaşlar. :) Cidden sözleri çok zor buldum ve bulduğumda da eksikler var. Umarım işinize yarar. Bu şarkı çevirilerine devam edeceğim. :)
ORJİNALİ:
Хат жаздым ?алам алып сізге еркем
Ж?зі бар он т?ртінші-ай айдай к?ркем
Есіме сен т?скенде беу ?ара?ым
?оз?айсы? ?атып ?ал?ан-ай ішті? дертін
Уай, дайдидау-ай
?оз?айсы? ?атып ?ал?ан-ай ішті? дертін
Шынымен менен достым ?ал?аны? ба
Мойны?а айырылуды-ай ал?аны? ба
Екеуіміз айрылмастай болып едік
?айтейін у?демні?-ай жал?анына
Уай, дайдидау-ай
?айтейін у?демні?-ай жал?анына
TÜRKÇESİ:
Dimash Kudaibergenov - Daydidav
Mektup yazdım kalem alıp size nazlım
Yüzü var on dördüncü ay aydan görkemli
Seni hatırladığımda ah yavrum
Göz pınarı kuruyup kaldı içtin derdini(gamını)
vay, daydidav ayy
Gözpınarı kuruyup kaldı içtin derdini
Gerçekten de dostum kaldığın mı?
Boynunda ayrılmayı aldığın mı?
İkimiz ayrılmaz idik
geri döneyim yalanına
Vay, daydidav ay
Geri döneyim yalanına
Bir iki kelimeyi eksik olduğundan dolayı çözemesem de şarkı genel hatlarıyla bu şekilde arkadaşlar. :) Cidden sözleri çok zor buldum ve bulduğumda da eksikler var. Umarım işinize yarar. Bu şarkı çevirilerine devam edeceğim. :)
29 Ekim 2015 Perşembe
Kazakistan şarkıcıları hakkında kısa bilgiler
Merhabalar sevgili müzik severler!
Dün akşamki ABU TV şarkı festivalini soluksuz bir şekilde izledik ve doyamadık. Bu programdan sonra Kazakistan adına şarkı söyleyen genç sanatçı DİMASH KUDAİBERGENOV hakkında çokça soru sorulmaya başladı. Dünkü performansından etkilenen birçok kişi bana çeşitli şekillerde ulaşarak Kazakistan müziği hakkında bilgi almak istediler. Bunun üzerine ben de Kazakistan'da ün kazanmış ve popüler şarkılara imza atmış sanatçı ve gruplar hakkında kısa bilgiler paylaşmaya karar verdim. Bu olay beni çok sevindirdi çünkü ülkemizde KPOP a olan ilgi ve alaka Türk dünyası müziklerine gösterilmiyordu. Ancak Dimash dün gece bu durumun önüne geçti ve Kazakistan'ı çok güzel bir şekilde temsil etti. İlk önce Dimash'ın CNBLUE ile çektiği fotoyu paylaşalım sonra da tanıtımlara başlayalım. :)
Dün akşamki ABU TV şarkı festivalini soluksuz bir şekilde izledik ve doyamadık. Bu programdan sonra Kazakistan adına şarkı söyleyen genç sanatçı DİMASH KUDAİBERGENOV hakkında çokça soru sorulmaya başladı. Dünkü performansından etkilenen birçok kişi bana çeşitli şekillerde ulaşarak Kazakistan müziği hakkında bilgi almak istediler. Bunun üzerine ben de Kazakistan'da ün kazanmış ve popüler şarkılara imza atmış sanatçı ve gruplar hakkında kısa bilgiler paylaşmaya karar verdim. Bu olay beni çok sevindirdi çünkü ülkemizde KPOP a olan ilgi ve alaka Türk dünyası müziklerine gösterilmiyordu. Ancak Dimash dün gece bu durumun önüne geçti ve Kazakistan'ı çok güzel bir şekilde temsil etti. İlk önce Dimash'ın CNBLUE ile çektiği fotoyu paylaşalım sonra da tanıtımlara başlayalım. :)
Dimash, Kazakistan' da yeni ve güçlü isimlerden biridir. Sesinin kuvveti ile yılların sanatçılarına meydan okuyacak kabiliyete sahiptir. Genç şarkıcı 2009 yılında katıldığı uluslararası bir şarkı yarışmasında galip gelerek başarının ilk adımını atmıştır. 1994 doğumlu olan bu kardeşimiz şimdiden birçok başarıya imza atmıştır.
Dimash'ın şarkıları :
Daydidau ( Dün gece seslendirdiği şarkı )
Gelelim bir diğer sanatçımıza. :)
AİKYN TOLEPBERGEN
Kazakistan'ın en ünlü ve ses getiren sanatçılarından biridir. 1982 doğumlu şarkıcının asya kıtası üzerinde geniş bir hayran kitlesi bulunmaktadır.
Şarkıları :
Ülkemizde belli bir kısım tarafından bilinen ve dinlenen bir grup var sırada:
V- ALEM :)
Grup; Jalın, Azamat ve Ardak isimli gençlerden oluşmaktadır. Yine severek dinlediğim gruplardan biridir kendileri. :) Ayrıca grup üyeleri facebook ve instagram hesaplarında gayet aktiflerdir. :)
İşte şarkıları :
Seveceğinizi tahmin ettiğim bir diğer isime geçmek istiyorum :
ALİ OKAPOV :)
Farklı tarzı ve sesiyle dikkat çeken isimlerden biridir. Özellikle genç kızların büyük ilgi gösterdiği şarkıcı enerjik ve hayat dolu bir kişiliğe sahiptir. İşte Ali' nin hitlerinden birkaçı ;
Veee en iyilerden biri daha :)
KAİRAT NURTAS
1989 yılında Kazakistan'ın Türkistan şehrinde doğan genç ve yetenekli sanatçı aynı zamanda da mutlu bir aileye sahiptir. Genç kızların ilgisine cevaben evli olduğunu bildiren bir şarkı dahi yapmıştır. Kairat ın şarkıları oldukça eğlenceli :)
İşte ses getirecek bir grup tanıtımı daha geliyooooor :)
MELO'MEN grubu. :) Oldukça yetenekli olan; Jiger, Rolan, Kairat ve Gabit isimli gençlerden oluşmaktadır. Lafı fazla uzatmadan sizi grubun muhteşem şarkılarıyla başbaşa bırakayım :)
Va bank ( bu şarkıyı korece söylüyorlar )
Gelelim bir başka gruba:
RİN'GO grubu Türkiye de belki de en çok bilinen ve dinlenen gruplardan biridir. Türkvizyon şarkı yarışması için ülkemize geldikleri sene sempati kazanan grup, Ayan, Daniyar, Batyr ve Adiljan adlı gençlerden oluşmaktadır. İşte Ringo nun sevilen şarkıları:
aldaidy ( istanbulda çekilmiş bir klip)
Şimdilik benden bu kadar. :) Bu yazının devamı olacak merak etmeyin :)))) Umarım şarkıları seversiniz. <3
Etiketler:
cnblue,
Kazakistan,
kpop,
muzik,
şarkı
12 Eylül 2015 Cumartesi
İnternet üzerinden para kazanmak!
Merhaba arkadaşlar,
Bu aralar pek bir yoğunum. İş güç derken blogumu ihmal edip duruyorum. :( Bu durumu telafi etmek için de sizinle İnternet üzerinden para kazanmanın yollarından bahsedeyim diyorum. Eminim benim gibi İnternette vakit geçiren birçok kişi vardır. Ben de birkaç senedir bu anket doldurma sitelerine falan üye oluyordum ama pek çoğu fos çıkıyordu. En son bir tanesine üye oldum baya imkan sağlıyor. Anket doldurarak para kazanma sitelerinden en iyisi bence Napolyon' dur. Hem bir Türk sitesi hem de sağladığı olanaklar iyi. Mesela ilk kayıt olduğunuzda direk size 8.000 puan veriyor sonra siz onu anket yaparak çoğaltıyorsunuz. En basitinden 2.000 Napolyon puanıyla bir kitap alabiliyorsunuz. Böyle ufak tefek de olsa ihtiyaçlarınızı gidermenizi sağlıyor.
İşte bu link üzerinden kayıt olup siz de puan biriktirmeye başlayabilirsiniz. Öyle reklam yapan biri değilimdir bilirsiniz. Bu gerçekten sağlam bir site :)
Bunun dışında ben bir de makale yazarak para kazanmaktayım. O da şöyle oluyor: Yazar arayan sitelere başvuru yapıyorsunuz, örnek yazı istiyorlar ve uygun görürlerse yazar kadrosuna ekliyorlar. Siz bilgi ve hayal gücünüzü kullanarak yazı oluşturuyorsunuz onlar da kelime sayısına göre size ödeme yapıyorlar. :) Ben bu işten ortalama aylık 150- 200 kazanıyorum ki vakit ayırabilsem daha da fazla olabilir bu rakam. İşte, benim size önereceğim yazar alan siteler bunlar: www.icerikyazdir.com, www.ozgunmakalem.com
Umarım az buçuk yardımcı olabilmişimdir. :)
30 Temmuz 2015 Perşembe
Kazakistan'dan Türkiye'ye
Selamunaleykum ey blog ehli! :) Bir zamanlar bu blogun bir yazarı vardı değil mi? İşte o tembel yazar bugün geri döndü ve bir şeyler karalamaya karar verdi. O kadar uzun ara verdim ki birçok olay geçti başımdan. Hangi birini anlatacağım bilmiyorum. Bu yazımda size Kazakistan'dan Türkiye'ye yaptığım mecburi dönüşü anlatayım en iyisi. Bunu anlatmaktaki amacım Kazakistan'a gidecek olanların da benim düştüğüm hatalara düşmemelerini sağlamak ve bilgi vermek bunu da belirteyim.
Bildiğiniz üzere ben Kazakistan'a gelin gittim. O kadar iyi ve temiz bir eşim var ki Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Buradan ona selam vereyim muhtemelen okuyacak bu yazımı. :)))) Eşim kadar ailesi yani ailemiz de çok sabırlı, merhametli, gönlü zengin insanlar. Böyle güzelliklerin arasında ufak tefek problemler de olmadı değil. İşte aslında ufak bir problem gibi gözükse de sonuçlarının baya pahalıya patladığı bir durumdan bahsedeceğim şimdi.
Kazakistan'a ilk gittiğimizde yaptığımız ilk iş nikah işlemlerine koşturmak oldu fakat bilmediğimiz bir şey vardı; Kazakistan'a giriş yaptıktan sonra 5 gün içinde yabancılar şubeye giderek ikamet kaydı yaptırılması gerekiyormuş. Aksi halde para cezası hatta ve hatta sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınabilirmiş. İşte biz bu para cezası bir güzel ödedik çünkü bu kuralı bilmeden 10 gün boyunca lay lay lom dolaştık. Her neyse tam parayı ödedik sorun bitti derken demesinler mi her ay ülkeye giriş çıkış yapmanız gerekiyor diye! Ben aldığım cezadan ötürü bir yıl boyunca hiçbir işlem yapamazmışım bu sebeple de her ay ülkeden çıkmam gerekecekmiş eğer yapmazsam da sınır dışı edilecekmişim. Ne yapacağız diye kara kara düşünürken bu ay Rusya ya gidip gelelim bari dedik. Rusya'nın Omsyk şehrine giriş çıkış yaptık tabi bunu yaparken benim yüreğim ağzıma geldi sınır dışı edileceği diye. Neyse ki problemsiz bir şekilde geldik tekrar Astana'mıza. Bu ayı bu şekilde atlattık atlatmasına da bir de bunun öbür ayı vardı. Yine başladık düşünmeye taşınmaya. Biz böyle uğraşıp dururken ay sonu geldi çattı. Artık çaresizce tekrar çıkış yapma hazırlıklarına başladık. Tüm bunlar olurken başıma öyle bir şey geldi ki ''yuh'' diyeceksiniz. Sen Türkiye'den kapkaçın meslek haline gelmiş yerden git Astana'da çantanı kaptır! Olacak iş mi bu? Kimin başına gelirdi ki zaten benden başka? İçinde para olsaydı içim yanmazdı. Kimliğim, pasaportum ne varsa uçtu gitti. Çıkış yapmama kalmış 8-9 gün ortada ne pasaportum var ne kimliğim. O gün yaşadığım korkuyu, üzüntüyü ve pişmanlığı kelimelerle tarif edemem. Tüm gün çantanın izini sürüp yorgun düşünce de camiye sığınarak ağladığım o anlar hafızalarımdan asla çıkmayacak. Neyse durumu polise bildirdikten sonra Elçiliğe gittik. Bana dedikleri '' Sana sadece Türkiye'ye gidebileceğin bir geçici pasaport çıkartacağız''. Buyur buradan yak! Yani ben Türkiye'ye geri dönecektim hem de tek başıma. Çıkış yapmama son bir gün kala geçici pasaportum hazırlandı ve ailem bana o günkü İstanbul biletini alarak uğurladılar. Uçağa binmemle gözyaşlarımın dökülmesi bir oldu. Üstelik oruçluydum. Sabah Astana sokaklarındayken gece İstanbul'da oldum. Hava limanında da birkaç problem yaşayarak sorun kotamı doldurdum ve İzmir'e anacığımın kucağına attım kendimi.
Tüm bu olaylar nedeniyle ve benim cezamın bitmesini bekleyeceğimiz için bir sene Türkiye'de yaşamaya karar verdik. İşte siz yazı yazmamı beklerken ben bunlarla uğraşıyordum. Siz siz olun Kazakistan'ın kurallarını iyice öğrenmeden yola çıkmayın! :)
Şimdi ne halde olduğumuzu soracak olursanız gayet iyiyiz. İzmir sıcağında kavruluyoruz.
Bildiğiniz üzere ben Kazakistan'a gelin gittim. O kadar iyi ve temiz bir eşim var ki Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Buradan ona selam vereyim muhtemelen okuyacak bu yazımı. :)))) Eşim kadar ailesi yani ailemiz de çok sabırlı, merhametli, gönlü zengin insanlar. Böyle güzelliklerin arasında ufak tefek problemler de olmadı değil. İşte aslında ufak bir problem gibi gözükse de sonuçlarının baya pahalıya patladığı bir durumdan bahsedeceğim şimdi.
Kazakistan'a ilk gittiğimizde yaptığımız ilk iş nikah işlemlerine koşturmak oldu fakat bilmediğimiz bir şey vardı; Kazakistan'a giriş yaptıktan sonra 5 gün içinde yabancılar şubeye giderek ikamet kaydı yaptırılması gerekiyormuş. Aksi halde para cezası hatta ve hatta sınır dışı edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalınabilirmiş. İşte biz bu para cezası bir güzel ödedik çünkü bu kuralı bilmeden 10 gün boyunca lay lay lom dolaştık. Her neyse tam parayı ödedik sorun bitti derken demesinler mi her ay ülkeye giriş çıkış yapmanız gerekiyor diye! Ben aldığım cezadan ötürü bir yıl boyunca hiçbir işlem yapamazmışım bu sebeple de her ay ülkeden çıkmam gerekecekmiş eğer yapmazsam da sınır dışı edilecekmişim. Ne yapacağız diye kara kara düşünürken bu ay Rusya ya gidip gelelim bari dedik. Rusya'nın Omsyk şehrine giriş çıkış yaptık tabi bunu yaparken benim yüreğim ağzıma geldi sınır dışı edileceği diye. Neyse ki problemsiz bir şekilde geldik tekrar Astana'mıza. Bu ayı bu şekilde atlattık atlatmasına da bir de bunun öbür ayı vardı. Yine başladık düşünmeye taşınmaya. Biz böyle uğraşıp dururken ay sonu geldi çattı. Artık çaresizce tekrar çıkış yapma hazırlıklarına başladık. Tüm bunlar olurken başıma öyle bir şey geldi ki ''yuh'' diyeceksiniz. Sen Türkiye'den kapkaçın meslek haline gelmiş yerden git Astana'da çantanı kaptır! Olacak iş mi bu? Kimin başına gelirdi ki zaten benden başka? İçinde para olsaydı içim yanmazdı. Kimliğim, pasaportum ne varsa uçtu gitti. Çıkış yapmama kalmış 8-9 gün ortada ne pasaportum var ne kimliğim. O gün yaşadığım korkuyu, üzüntüyü ve pişmanlığı kelimelerle tarif edemem. Tüm gün çantanın izini sürüp yorgun düşünce de camiye sığınarak ağladığım o anlar hafızalarımdan asla çıkmayacak. Neyse durumu polise bildirdikten sonra Elçiliğe gittik. Bana dedikleri '' Sana sadece Türkiye'ye gidebileceğin bir geçici pasaport çıkartacağız''. Buyur buradan yak! Yani ben Türkiye'ye geri dönecektim hem de tek başıma. Çıkış yapmama son bir gün kala geçici pasaportum hazırlandı ve ailem bana o günkü İstanbul biletini alarak uğurladılar. Uçağa binmemle gözyaşlarımın dökülmesi bir oldu. Üstelik oruçluydum. Sabah Astana sokaklarındayken gece İstanbul'da oldum. Hava limanında da birkaç problem yaşayarak sorun kotamı doldurdum ve İzmir'e anacığımın kucağına attım kendimi.
Tüm bu olaylar nedeniyle ve benim cezamın bitmesini bekleyeceğimiz için bir sene Türkiye'de yaşamaya karar verdik. İşte siz yazı yazmamı beklerken ben bunlarla uğraşıyordum. Siz siz olun Kazakistan'ın kurallarını iyice öğrenmeden yola çıkmayın! :)
Şimdi ne halde olduğumuzu soracak olursanız gayet iyiyiz. İzmir sıcağında kavruluyoruz.
15 Haziran 2015 Pazartesi
Kazakistan'da karşılaştığım ilginç durumlar
Merhaba herkese! Artık yavaş yavaş anıları yazamaya başlamak istiyorum. Yaklaşık 2 aydır Kazakistan'dayım ve hala bir şeyler paylaşmış değilim. Beni anlayacağınızı düşünüyorum malum, yeni bir hayat, yeni bir ülke , yeni adetler vs. alışmak zaman alıyor. Tüm bu yaşadığım değişimler yazma konsantremi de olumsuz etkiliyor ama yine de yazmak için sınırları zorlayacağım. :)
Bugünkü yazımda Kazakistan'da karşılaştığım ilginç olayları anlatmak istiyorum. Geldiğimden beri evraklarla uğraşmaktayız bu sebeple de sürekli Astana sokaklarındayız. :) Hele ilk haftalarda bir gün evde oturamadık. Neyse işte bu gezmeler ve tozmalar arasında Kazakistan'ı ve Astana'yı da keşfetmiş oldum. Kazakistan'a giden hemen herkesin dikkatini çeken ilk şey, istediğiniz her arabayı taksi olarak kullanıyor olabilmenizdir. Benim de ilginç bulduğum şeylerden biri bu olmuştu. Nasıl yani? diyebilirsiniz. Şöyle; elinizi kaldırıyorsunuz, herhangi bir araç duruyor siz pazarlık yapıyorsunuz misal; ''Beni Haziret sultan camiisine 500 tengeye götürür müsünüz?'' diyorsunuz. Karşıdaki kişi kabul ederse binip gidiyorsunuz. Türkiye'de asla olmayacak bir durum bu ve de denenmemesi gereken bir durum. Kazakistan'ı bu konuda takdir ettim çünkü kimsenin karısına kızına yan gözle bakmıyorlar bu insanlar, yani rahatlıkla binebiliyorsunuz arabalarına. Ha öyleleri yok mu? Elbette ki vardır ama maalesef canım Türkiye'mdeki gibi değil. Şayet bu alışkanlık Türkiye'de olsaydı günde kaç tane ölüm ve hırsızlık haberleri alırdık kim bilir?!
Ben Kazakistan'a geldiğimden beri sayısız kere bindim bu taksilere. Hatta bazen para almadan bırakanlar bile oldu. :)
Kazakistan'daki bir başka ilginç şeyse otobüslerde büyüklere yer vermenin zorunlu olması. Bu hem iyi hem de ilginç bir durum. Çünkü eğer yer vermezseniz çok sert bir şekilde uyarılabilirsiniz. Bu kişilerin çok yaşlı olması gerekmiyor sizden büyüklerse mutlaka yer vermeniz lazım. Hatta otobüslerde bu durumla alakalı uyarı yazıları bulunuyor. İlk gördüğümde çok şaşırdığım ama şimdi normal gelen durumlardan biriydi bu. :)
Bu arada Kazakistan'da otobüslere bindiğinizde sizi bir muavin karşılıyor, yol parasını alıyor ve size bilet veriyor. Belediye otobüsleri bu şekilde işliyor. :)
Bugünkü yazımda Kazakistan'da karşılaştığım ilginç olayları anlatmak istiyorum. Geldiğimden beri evraklarla uğraşmaktayız bu sebeple de sürekli Astana sokaklarındayız. :) Hele ilk haftalarda bir gün evde oturamadık. Neyse işte bu gezmeler ve tozmalar arasında Kazakistan'ı ve Astana'yı da keşfetmiş oldum. Kazakistan'a giden hemen herkesin dikkatini çeken ilk şey, istediğiniz her arabayı taksi olarak kullanıyor olabilmenizdir. Benim de ilginç bulduğum şeylerden biri bu olmuştu. Nasıl yani? diyebilirsiniz. Şöyle; elinizi kaldırıyorsunuz, herhangi bir araç duruyor siz pazarlık yapıyorsunuz misal; ''Beni Haziret sultan camiisine 500 tengeye götürür müsünüz?'' diyorsunuz. Karşıdaki kişi kabul ederse binip gidiyorsunuz. Türkiye'de asla olmayacak bir durum bu ve de denenmemesi gereken bir durum. Kazakistan'ı bu konuda takdir ettim çünkü kimsenin karısına kızına yan gözle bakmıyorlar bu insanlar, yani rahatlıkla binebiliyorsunuz arabalarına. Ha öyleleri yok mu? Elbette ki vardır ama maalesef canım Türkiye'mdeki gibi değil. Şayet bu alışkanlık Türkiye'de olsaydı günde kaç tane ölüm ve hırsızlık haberleri alırdık kim bilir?!
Ben Kazakistan'a geldiğimden beri sayısız kere bindim bu taksilere. Hatta bazen para almadan bırakanlar bile oldu. :)
Kazakistan'daki bir başka ilginç şeyse otobüslerde büyüklere yer vermenin zorunlu olması. Bu hem iyi hem de ilginç bir durum. Çünkü eğer yer vermezseniz çok sert bir şekilde uyarılabilirsiniz. Bu kişilerin çok yaşlı olması gerekmiyor sizden büyüklerse mutlaka yer vermeniz lazım. Hatta otobüslerde bu durumla alakalı uyarı yazıları bulunuyor. İlk gördüğümde çok şaşırdığım ama şimdi normal gelen durumlardan biriydi bu. :)
Bu arada Kazakistan'da otobüslere bindiğinizde sizi bir muavin karşılıyor, yol parasını alıyor ve size bilet veriyor. Belediye otobüsleri bu şekilde işliyor. :)
4 Haziran 2015 Perşembe
Astana'dan herkese merhaba!
Hayırsız blogger Zeynep sonunda bir şeyler yazmaya ve yüklemeye karar verdi sevgili okurlar. :) Evleneli 1 buçuk ay oldu ve buraya alışmaya çalışmak, aileyle kaynaşmak ve örfü adetleri öğrenmek için yeterli bir zaman değil takdir edersiniz ki. :) Bu yüzden her ne kadar yazma istesem de bir türlü vakit bulamıyordum. Bugün ne olursa olsun yazacağım dedim. Benden haber bekleyen, foto ve video bekleyen birçok kişi var biliyorum. Bu yüzden ilk izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.
Astana'ya ilk geldiğim günlerde çok tuhaf karşıladığım fakat şuan normal olarak gördüğüm birkaç şeyden bahsedeyim. Bunlardan ilki; bina yapıları. Burada öyle Türkiye'deki gibi dar sokaklar bitişik binalar bulmak çok zor. Burada her şey yerli yerinde ve bir düzen içerinde. Ee İzmir'den gelen birinin burada kendini nasıl hissedeceğini bir düşünün. :) Bakkaldan tutun da iş yerlerine kadar her şey kapalı. Dışarıda bir tezgah görmeniz neredeyse imkansız. Sanırım bu Astana' nın sert ikliminden kaynaklanan bir durum. Bizim bakkallarda olduğu gibi dışarıda asılı top fileleri , ekmek ve dondurma dolabı arıyor insanın gözü ama hepsi içeride. :)))
Astana'ya ilk geldiğim günlerde çok tuhaf karşıladığım fakat şuan normal olarak gördüğüm birkaç şeyden bahsedeyim. Bunlardan ilki; bina yapıları. Burada öyle Türkiye'deki gibi dar sokaklar bitişik binalar bulmak çok zor. Burada her şey yerli yerinde ve bir düzen içerinde. Ee İzmir'den gelen birinin burada kendini nasıl hissedeceğini bir düşünün. :) Bakkaldan tutun da iş yerlerine kadar her şey kapalı. Dışarıda bir tezgah görmeniz neredeyse imkansız. Sanırım bu Astana' nın sert ikliminden kaynaklanan bir durum. Bizim bakkallarda olduğu gibi dışarıda asılı top fileleri , ekmek ve dondurma dolabı arıyor insanın gözü ama hepsi içeride. :)))
Sokaklar tertemiz ve düzenli. Karmaşıklığa alışkın biri olduğum için bir süre üzerimden atamadım bu şoku ama şimdi bu görüntüler bana normal görünmeye başladı. Yine de güzel İzmir'imi ve insanlarını çok özlüyorum.
Astana insanı biraz soğuk ve çekingen. Eşimin dediğinine göre Güney Kazakistan insanı Kuzeye göre daha sıcakmış yani Almaty insanı daha bir sıcakmış. Ben henuz bir yorum yapamıyorum bana göre hepsi çok iyi insanlar.
8 Mayıs 2015 Cuma
Ben Kazakistan'dayım
Merhabalar herkese, up uzuuuuun bir aradan sonra bloguma yazabiliyorum. Biliyorum birçoğunuz merakla bekliyorsunuz yazılarımı. Ben yaklaşık 10 gündür Astana'dayım. 17 nisanda düğünümüz oldu. Sonra İstanbul'a geçtik daha sonra ordan uçakla Almaty'ya geldik. Orada akşama kadar gezdik sonra trenle Astana'ya geçtik. Birçok güzel anımız oldu. :) 20 günlük evli biri için çok fazla mutluyum ve güzel anıya sahibim. :))) Çok şükür ki aile ve eş yönünden çok şanslıyım. Astana'ya geleli 10 gün oldu ama birçok yer gezdim , gördüm, eğlendim. :) Şimdi sizle birkaç fotoğraf paylaşayım diyorum, özellikle Kazakistan'ı merak edenlere iyi gelebilir diye düşünüyorum. :)
Bu yazıda sadece Astana fotoğraflarına yer vermek istedim. Astana' da yaşamı daha sonra anlatacağım. Umarım beğenirsiniz. Takipte kalın :)
Bu yazıda sadece Astana fotoğraflarına yer vermek istedim. Astana' da yaşamı daha sonra anlatacağım. Umarım beğenirsiniz. Takipte kalın :)
6 Nisan 2015 Pazartesi
Yolculuk var!
İyi geceler mi desem? İyi sabahlar mı? Gün içinde uyuduğum için şuan uykum yok. Bu yüzden bloguma bir uğrayım dedim. Büyük gelişmeler var ama şuan için sadece birkaç şey paylaşacağım sizinle. Çok yakında Kazakistan'a gidiyorum.( Temelli ). Gününü söylemeyeceğim biraz sürpriz olsun istiyorum. :))))))) Bugünlerde telaşlıyım ve karışık duygular içerisindeyim. Hem Kazakistan'ıma gitmenin mutluluğu hem de Türkiye'mden ayrılmanın hüznünü yaşıyorum. Geride bırakmayı göze aldığım şeyler kadar gideceğim yerde beni bekleyen mutluluk da önem taşıyor benim için. Bir şeylere başlamak ve başarmak için fedakarlık, sabır ve zaman gerekiyor. Benim için yeni bir hayatın başlangıcı olacak bu gidiş. Peki özlemeyecek miyim buraları? Nasıl özlemem! Daha gitmeden başladım özlemeye. :) Boyozu, sahilde yürümeyi, sokak satıcılarını, Akdeniz meyve ve sebzelerini hatta sıcaktan bunalmayı bile özleyeceğim. Kafamı derin dondurucuya sokarak serinlemeye çalışmayı, bangır bangır dinlenen yaz şarkılarını, İzmir'in hep geç gelen otobüslerini, dar sokaklarını, neşeli insanlarını... Çoğu zaman şikayet ettiğim birçok şeyi özleyeceğimden eminim. Tüm bunların yanı sıra Astana'da beni bekleyen güzel yürekli insanlar ve o güzel ülke beni bir mıktanıs gibi çekiyor. Hani insan kaderinde ne varsa ona doğru gidermiş ya işte benimki de o hesap. Kaderime doğru emin adımlarla ilerliyorum ama yine de bir yanım buruk. Bugün elime ulaşan pasaportum da benim gibi sulu gözlü birini duygulandırmaya yetti.
Etiketler:
astana,
ben,
izmir,
Kazakistan,
yolculuk
21 Mart 2015 Cumartesi
Nevruzda kızlarla gezentilik
Bugün günlerden Nevruz! Bugün ergenekondan çıkışımızın ve baharın gelişinin bayramı. Türkiye de pek fazla kutlanmasa da Kazakistan da bugün büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Her ne kadar kutlama yapamasam da İzmir'deki Kazak kız arkadaşlarımla müthiş bir gün geçirdim. Buradan gitmeden önce böyle güzel anılar edinmek bana çok iyi geliyor. Kısa bir zamanda ne kadar çok eğlenilebileceğinin canlı örnekleriydik bugün. Onlara '' japon , çinli'' dediklerinde : '' Koniçiva'' diyen matrak kızlar bunlar. Seviyorum böyle insanları....
13 Mart 2015 Cuma
KAZAKİSTAN'A ÇEYREK KALA
Merhaba herkese! Uzun zaman oldu bloguma girmeyeli. Tahmin ettiğiniz üzere düğün hazırlıkları var ve bunun akabinde çeyiz telaşı bulunuyor. Bunun dışında bir de makale yazımıyla ilgilendiğim için blogumu inanılmaz ihmal ettim. Nefes bile alamadığım şu günlerde Kazakistan'ıma kavuşmanın hayali ve heyecanıyla dolup taşıyorum. ''Özlersin buraları'' dediğinizi duyar gibiyim. Yani tabi ki özleyeceğim o Allah'ın emri. Ama ben Kazakistan'ı da kendi vatanım gibi gördüğüm için hiç gitmemiş olmama rağmen orayı da özlüyorum. :)
Bu yazımda size gelişmeler veya haberler getiremesem de en azından buralarda olduğumu hissettireyim dedim. Yani hala hayattayım buralardayım merak etmeyin. Çok yakında çok güzel paylaşımlarla geri döneceğim. Kazakistan'a gittiğimde de videolu paylaşımlara başlayacağım. Şimdilik görüşmek üzere. :)
Bu yazımda size gelişmeler veya haberler getiremesem de en azından buralarda olduğumu hissettireyim dedim. Yani hala hayattayım buralardayım merak etmeyin. Çok yakında çok güzel paylaşımlarla geri döneceğim. Kazakistan'a gittiğimde de videolu paylaşımlara başlayacağım. Şimdilik görüşmek üzere. :)
23 Şubat 2015 Pazartesi
KIYMASIZ KAZAK MANTISI
Saat 17:52 ve ben hala yemek yemedim. Çok acıktıııım!!!! Ama biraz daha sabredersem karnımı muthiş bir şeyle doyuracağım. :) Neyden mi bahsediyorum? Şimdi herkes kulaklarını ve gözlerini iyi açsın! Eğer herkes burdaysa hemen bugünkü Kazak mantısı maceramı anlatacağım.
Aslında Kazak mantısının özel bi tenceresi var 3-4 katlı ama Türkiye'de bulmak zor olduğundan büyük bi tencere ve süzgeç işimizi görecektir. İçine de mutlaka kıyma giriyor fakat benim gibi evinde her daim kıyma bulunduramayanlar için bi çözüm bulmaya çalıştım. Patatesin yakışmadığı yemek yoktur dimi? İşte ben de mantının iç harcında başrolü patatese bıraktım. :)
Şimdi önce bi malzemeleri yazalım :
HAMURU İÇİN :
İÇ HARCI İÇİN :
İlk yapacağımız iş büyük bir tencereyi yarıya kadar su doldurmak.
Kavurduğumuz soğanın üzerine havuç ve patatesi koyup bi süre kavurduktan sonra pırasayı da ekleyip 20-30 dakika iyice kavuralım.
Onlar kavrulurken tezgahta hamurumuzu açalım. Bizim mantı hamurundan biraz daha ince bir şekilde açın.Sonra büyük kareler şeklinde keselim.Pişen iç harcımızı o karelere bölüştürüp zarf şeklinde katlayalım ve iki yandan büzüştürelim.
Daha sonra kaynayan tenceremizin üzerine demir süzgeçi koyalım , mantılarımızı dizip kapağını kapatalım.
Bu şekilde mantılarımızın her postası 5-10 dakika da oluyor. Hemen olanları alıp tabağa dizelim. Sonra üzerine sarımsaklı yoğurt ve kırmızı biber sosunu dökelim ve afiyetle yiyelim :)
Aslında Kazak mantısının özel bi tenceresi var 3-4 katlı ama Türkiye'de bulmak zor olduğundan büyük bi tencere ve süzgeç işimizi görecektir. İçine de mutlaka kıyma giriyor fakat benim gibi evinde her daim kıyma bulunduramayanlar için bi çözüm bulmaya çalıştım. Patatesin yakışmadığı yemek yoktur dimi? İşte ben de mantının iç harcında başrolü patatese bıraktım. :)
Şimdi önce bi malzemeleri yazalım :
HAMURU İÇİN :
- 4 bardak un
- 1 yumurta
- ılık su
- tuz
İÇ HARCI İÇİN :
- 3 adet patates
- 2 adet havuç
- 1adet pırasa
- 1 adet kuru soğan
- bir demet maydanoz
- bir kaşık salça
- kimyon,karabiber,pulbiber ve tuz
İlk yapacağımız iş büyük bir tencereyi yarıya kadar su doldurmak.
Tenceremizi ocağa koyup kısık ateşte bekletilim.Daha sonra un,tuz,su ve yumurtayı derin bi kapta yoğuralım. Orta yumuşaklıkta bir haber elde edip hamurumuzu bir kenarda dinlenmeye bırakılım.
Hamurumuzu da hazırladıktan sonra gelelim iç harcına. Öncelikle patatesleri ve havuçları rendeleyelim. Daha sonra baharatları da ekleyip karalım.
Maydonozları da ayıklayıp doğrayalım ve bi kenara bırakalım. :) Sonra ince ince doğradığımız soğanları yağda kavuralım ve üzerine salçayı koyup kavurmaya devam edelim.
Onlar kavrulurken tezgahta hamurumuzu açalım. Bizim mantı hamurundan biraz daha ince bir şekilde açın.Sonra büyük kareler şeklinde keselim.Pişen iç harcımızı o karelere bölüştürüp zarf şeklinde katlayalım ve iki yandan büzüştürelim.
Daha sonra kaynayan tenceremizin üzerine demir süzgeçi koyalım , mantılarımızı dizip kapağını kapatalım.
Bu şekilde mantılarımızın her postası 5-10 dakika da oluyor. Hemen olanları alıp tabağa dizelim. Sonra üzerine sarımsaklı yoğurt ve kırmızı biber sosunu dökelim ve afiyetle yiyelim :)
Evet sonuç bu :) Siz dilerseniz hamuru biraz daha ince açabilirsiniz ama böyle çok güzel oldu. :) Az yaptığım için bin pişman oldum o ayrı. :) Umarım yararlı bir paylaşım olmuştur :))
Etiketler:
kazak mantısı,
Kazakistan,
mantı,
yemek
16 Şubat 2015 Pazartesi
Şarkı çevirileri geliyorr
Merhaba pek sevgili, saygılı blog takipçilerim! Uzun zamandır bloguma odaklanamama sorunu yaşamaktayım. Sadece bloguma değil hiç bir şeye odaklanamamaktayım. Ama buna bi son verip kolları sıvadım. Ve Kazak şarkıları Türkçeye, Türkçe şarkıları Kazakça'ya çevirmeye başladım! Bunu şarkı ile birleştirip youtube kanalımda paylaşacağım. Hatta iki tane yaptım bile! Hata ve kusurlarımı mazur görüp keyifle dinlemeniz dileği ile :)
13 Şubat 2015 Cuma
Ezberlemelik bir kaç kelime 2
Arkadaşım Eda dur durak bilmiyor! Zor zamanımda hızır gibi yetişti. Bu kelimleri öğrenmek çok eğlenceli olacak :)) Kazakçaya merak salanlara tavsiye bu fotoğrafları bir kenarda saklayın! Pratik ve eğlenceli yollarla öğrenilenler asla unutulmuyor! Yerinizde olsam sağ tıklar yeni klasör açardım :D :)))))))))
Şimdi yeni kelimelerimizi paylaşma zamanı,
Şimdi yeni kelimelerimizi paylaşma zamanı,
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)